Welcome, Ziyaretçi
Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 5 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 4 Ziyaretçi Bing
|
Son Aktiviteler |
Genel Forum Siteleri
Yazar: FieryTR 14-02-2024, Saat: 10:25
|
Kitap Kapak Tasarımı
Yazar: FieryTR 02-02-2024, Saat: 16:25
|
Prefabrik
Yazar: FieryTR 01-02-2024, Saat: 11:18
|
Rise Online GB
Yazar: FieryTR 27-01-2024, Saat: 16:22
|
PUBG Mobile UC
Yazar: FieryTR 27-01-2024, Saat: 08:53
|
SMM Panel
Yazar: FieryTR 26-01-2024, Saat: 16:29
|
Takılası - Genel Forum
Yazar: FieryTR 25-01-2024, Saat: 18:57
|
DGS 2024 Başlığı Açıldı
Yazar: ssari 28-09-2023, Saat: 10:24
|
Deneme Sınavları
Yazar: Ferhatt 05-05-2023, Saat: 19:03
|
DGS muaf olmayan dersler ...
Yazar: isletme22 20-02-2023, Saat: 02:17
|
|
|
Verimli Ders Çalışma Yöntemleri |
Yazar: DgsliOrg - 05-02-2015, Saat: 17:31 - Forum: Çalışma Yöntemleri
- Yorumlar (1)
|
|
Verimli Ders Çalışma Teknikleri Nelerdir?
1- Bir Amaç Belirlemek:
Her çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir problemin çözümünü öğarenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşa ulaşa sınıfını geçmek, okulunu bitirmek ve sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki amaçlarına da ulaşmaktadırlar. Unutmayın hedefi olmadan ilerleyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.
2- Planlı Çalışmak:
Hedefleri oluşturmak ve plan yapmak yolculukta önemli adımlardır. Ancak önemli olan uygulama aşamasında içsel ve dışsal çalışmalarımı engelleyebilecek nedenleri öngörüp başa çıkabilme konusunda iç disiplin geliştirebilmektir. Yaşamımızla ilgili sorumluluğu rastlantılara bırakırsak çalışmalarımızı ve başarılarımızı engelleyebilecek pek çok sebebimiz olacaktır. Aldığımız kararları uygularken çalışmalarımızı engelleyerek hedeflerimizle aramıza girebilecek her türlü duygu düşünce davranışlarımızı kontrol etmemizin bizim elimizde olduğunu unutmayalım İşte çalışmada plan; “nasıl”, “ne zaman” ve “nerede” çalışacağınıza karar vermek demektir.
3-Zamanı Etkin Şekilde Değerlendirmek:
Öğrenciler bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve hemen öğrendiği bir dersi bir başka öğrenci zor öğrenebilir. Bir başka öğrenciyse çabuk yorulabilir ya da çalışmak istemeyebilir. Bu nedenle bir ders ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır. Bir saat çalıştıktan sonra araya 5-10 dakikalık dinlenme koymak yararlı olur. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılır. Zamanınızı geri getiremezsiniz çünkü. Çalışmalarınızdan yeterince verim alabilmek için dengeli ve düzenli beslenmeli, özellikle sabah kahvaltılarınızı düzenli veyeterli kaloriyi alacak şekilde yapmalısınız.
4- Verimi Engelleyen Etmenleri Yok Etmek:
Olumsuz olabilecek hiçbir duruma asla ve asla izin verilmemelidir. Çalışmaya başlamadan önce, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, sızı, elem duygusu, korku, öfke, aşırı kaygı, fazla heyecan, endişe, açlık, aşırı tokluk, aile dertleri, normalin altında ve üstündeki fiziki şartlar (çok sıcak, çok soğuk gibi) acelecilik, telaş, araç ve gereç noksanlığı gibi etkenlerin elden geldiğince giderilmesi gerekir.
5- Çalışma Ortamı İyi Seçilmeli:
Unutmayınız ki ; dağınık oda = dağınık zihin ve ders çalışırken genellikle aynı ortamı tercih edilmelidir. Aynı mekanda ders çalışmak çalışmaya daha kısa sürede adapte olunmasını sağlar. Öncelikle bir çalışma masasına sahip olunması gerekir. O masaya sadece çalışmak için oturulduğu hissedilmelidir. Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma yeri derli toplu, yalın elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, ayrıca ışık, ısı gibi fiziksel sorunları da çözümlenmiş olmalıdır. Özetle; düzenli, dikkat dağıtacak fazla obje olmayan, sade bir odada mümkünse boş bir duvara dönük çalışmak daha etkili olacaktır.
6- Ders Çalışırken Aynı Anda Birden Fazla İş Yapılmaması Gerekmektedir:
TV izleyerek yada müzik dinleyerek çalışmak. İki işi birlikte yapmaya çalışanları,”eli işte gözü oynaşta” terimi çok güzel anlatır. İlgi bölündükçe kalite kaybına uğrar. Ders çalışmaya konsantre olmak onunla baş başa olmayı gerektirir. Ders çalışmaya karşı sadık bir sevgili olunmalı ve ders çalışma zamanında gözler dersten başka bir şeyi ne görsün nede kulaklar başka bir şeyi işitsin. (İyi bir sevgili olun kuralı)
7- Not Tutmak:
Not tutarken de;
Anlatılanlar öğretmenin ağzından çıktığı gibi değil, anlaşıldığı gibi yazılmalıdır.
Öğretmenin anlattığı konunun ana fikri ve anlamları kavranıncaya kadar beklenilmelidir.
Zamanın çoğu yazmakla değil, dinlemekle, fikirleri kavramaya çalışmakla geçmelidir.
Konu; grafik, şekil, istatistik vb. bilgilere dayalı olarak anlatılıyorsa notlar arasına bunlarda alınmalıdır.
Önemli fikir ve paragrafların aynen yazılmasında fayda vardır.
Yazıların düzgün ve okunaklı olmasına önem verilmelidir. Önce müsvette yapma, sonra temize çekilme yoluna gidilmelidir.
8- Diğer Kaynaklardan Yararlanmak:
Öğrenci, herhangi bir konunun öğrenilmesinde, basılı araçlara ne kadar baş vurursa, öğrenme ilgisi ve zihinsel yetileri de o kadar çok genişleyecektir. Basılı öğrenme araçlarından yararlanmada çizelge grafik, harita ve resimlerin özel bir önemi vardır. Bunlar sayfalarca anlatılan bilgileri topluca ve bir arada vererek o konunun kavranmasına yardımcı olmaktadırlar.
9- Etkili ve Verimli Okumak:
Okuma, öğrenmenin en temel yoludur. Öğrenmede hızlı okuma önemli ve gereklidir. Hızlı okumayla hem okunanlar daha iyi anlaşılır, hem de zamandan kazanılır. Hız okunulan yazının niteliğine ve okumanın amacına göre ayarlanmalıdır. Vakit geçirmek amacıyla bir hikaye veya roman okurken okuma hızı oldukça yüksek olabilir. Ama okuma yorum yapma, eleştirme özet çıkarmak için yapılıyorsa okuma hızı yavaş olmalıdır. Hızlı okumanın en önemli yolu sesiz okumadır. Sessiz okuma hızı arttırdığı gibi anlamayı da kolaylaştırır. Sessiz okuma dudak kıpırdatmadan, kafa sallanmadan sadece gözle takip ederek okumadır. Hızlı ve anlamlı okuma becerisi kazanabilmek için bol bol okuma çalışmaları yapılmalıdır. Önce gazete, öykü ve roman gibi şeylerle işe başlamalı giderek boş zamanları okuyarak değerlendirme alışkanlığı kazanılmalıdır.
10- Tekrarlar Yaparak Unutmayı Önlemek:
Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki yolu vardır. Bunlardan biri öğrenilen bilgileri yeri geldikçe kullanmak, diğeri de aralıklı olarak tekrar etmektir. Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe kullanırken hem bunların işe yaradığını görecekler, hem de yeni bilgiler edinmeye motive olacaklardır. Aralıklı olarak yapacakları tekrarlar sayesinde ise bir taraftan eski öğrendiklerini hatırlarken diğer yandan da sınavlara her an hazır durumda olacaklardır.
Verimli Ders Çalışmayı Etkileyen Tuzaklar:
Gözleri yapılmayan işlere çevirmek,
Müzik eşliğinde çalışmak,
Zorlanılan derslerin dışlanması,
Aşırı kaygı(güvensizlik),
Yatarak(uzanarak)çalışmak,
Çalışma anında hayallere dalmak,
Uzayıp giden telefon konuşmaları yapmak,
Çalışmayı tamamlamadan bırakmak,
Arkadaşlara “hayır!” diyememek,
Televizyona takılıp kalmak,
Dersler,konular hakkında yetersiz bilgi sahibi olmak,
Düzenli tekrarlar yapmamak,
Plansız, programsız çalışmak,
Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak,
Zamanı denetleyememek,
Yanlışlardan ders almamak,noksanları gidermemek,
Sınav bilgi ve tekniklerini yeterince bilmemek,
Motivasyon noksanlığı, isteksizlik.
Unutmayın:
Hiçbir zafere çiçekli yoldan gidilmez.
Başarının en kolay ve kısa yolu çalışmaktır!
Eğer bugün için bir şey yapmadım demek istenmiyorsa, yarın için plan yapıp,uygulanmalı.
Önceden ne kadar çalışılacağı belirlenmezse, çalışma sonunda çok az şey hatırlanır!
Önemli olan çalışmak değil, zamanında ve yerinde çalışmaktır.
Uyku saatinde iyi uyunmalıdır ki, ders saatinde uykulu olunmasın.
-dogalyetenek.com
|
|
|
DGS Sözel Bölümde Sıkıntı Yaşayanlara |
Yazar: DgsliOrg - 05-02-2015, Saat: 17:24 - Forum: Çalışma Yöntemleri
- Yorum Yok
|
|
Sözel Bölümde Sıkıntı Yaşayanlara
İlk olarak cümlelerden başlayalım. Hepimizin dert yandığı bir konu var. Cümleyi okuruz, anladığımızı düşünürüz, soru kökünde bizden cümleden bir çıkarım yapmamız istenir. Kafamızda bir şeyler şekillendirerek, şıkları okumaya başlarız. Ve bir bakarız iki şık arasında sıkışıp kalmışız. Birçok yayınevi bu birbirine yakın şıkkı kasıtlı verir ama ÖSYM’nin sormuş olduğu sorularda belli bir mantık vardır. O mantık da soru kökünde gizlidir. Size bir cümle verilir ve ardından bu cümlede anlatılmak istenen nedir? veya bu cümlede asıl anlatılmak istenen nedir? şeklinde soru sorulur. İlk soru tipi sizden cümlede anlatılanın doğrudan yorumunu istemektedir. İkinci soru tipinde ise verilen cümleden bir genelleme yapmanız istenir. Bu soruda verilen cümle amaç değil, amaca ulaşmada bir araç olarak kullanılmaktadır. Buna dikkat ettiğimizde, soruyu çözmemiz kaçınılmazdır.
Sözel bölümde zaman kazanmamıza yardımcı olan bazı soru tipleri vardır. Kanıtlanabilirlik (Öznel/nesnel), olasılık/varsayım/önyargı/çıkarım, amaç-sonuç ve neden-sonuç şeklinde gelen sorular bize zaman kazandıracak soru tipleridir. Çünkü bu tip sorularda cümleyi anlamak için kafanızı yormanıza hiç gerek yoktur. Tek yapacağınız size sorunun cevabını verecek kolaylıkları bilmenizdir. Peki bunlar neler?
1.Öznellik/nesnellik söz konusudur şeklinde soru geldiğinde yapılacak tek şey cümle içinde sıfat aramak. Sıfatı buldunuz mu, cevabı buldunuz demektir. Bunun dışında bilmemiz gereken kişisel yorumların asla nesnel olmadığıdır.
2. Olasılık/varsayım/önyargı/çıkarımla ilgili sorular, ne olduklarını bildiğimizde kolaylıkla yapabileceğimiz sorulardır. Kısaca özetleyecek olursak olasılık bir durumla ilgili olması muhtemel tahminler yapmak. (Olumlu veya olumsuz) Olasılık sorularında genellikle fiilin sonunda ebilmek yardımcı fiili vardır. Örnek olarak; Volkan yarın okula gelmeyebilir. Cümlesine baktığımızda Volkan için her iki durumun da söz konusu olduğunu görüyoruz. Eğer cümledeki yargının aksinin de olabileceğini söyleyebiliyorsak, bu tür cümleler olasılık cümlesidir.
Varsayım cümlelerinde ise olmamış bir durum, olmuş gibi veya olmuş bir durum olmamış gibi kabul edilir. Bu tür cümlelerde genellikle farz et, diyelim ki, tut ki, varsayalım kelime ve kelime grupları kullanılır.
Önyargı cümlelerinde net ifadeler vardır. Sen bu sınavı kazanamayacaksın! gibi..
Çıkarımlarda ise meydana gelmiş bir olayın sebepleri üzerine tahmin yapılır. Örneğin: Sınavı kazanamayacağını biliyor olmalı ki hiç ders çalışmıyor.
3. Son olarak sıklıkla karşımıza çıkan neden-sonuç/amaç-sonuç cümlelerine bir göz atalım. Bu tür sorularda genellikle ilişki için ve -dığından ile sağlanır. Yapacağımız tek şey için gördüğümüz yere amacıyla ve nedeniyle kelimelerini getirmek. Bu şekilde kolaylıkla çözebilirsiniz.
Eğer bu soruları hızlı çözmek istiyorsanız, yapılacak şey göz ucuyla hızlıca aradığınız şeye odaklanmak. Cümlenin anlamı çoğu kez işimize yaramıyor. Hızlı bir şekilde ekimizi buluyor ve soruları çözüyoruz.
Şimdi denemelerde kullandığım birkaç taktikten bahsedeyim.
Cümle sıralama sorularını çözerken, ilk yaptığım cümlenin yüklemini bulmak. Yüklemi bulup bir kenara yazdıktan sonra yaptığım şey son-ilk ilişkisi kurarak cümleyi oluşturmak. Son-ilk ilişkisi, yüklem cümlesi dışında seçtiğiniz herhangi bir kelime grubunun son kelimesi ile diğer kelime gruplarının ilk kelimesi arasında ilişki kurmak oluyor. Bu şekilde kısa bir süre içinde çözebiliyorum bu tip soruları. Ama dikkat edilecek bazı şeyler var. Cümleyi kurduktan sonra, hızla cümlenin özne + tümleçler + yüklem kuralına uyup uymadığını kontrol ediniz. Özne bazen (bence daima) kelime gruplarından oluşabiliyor. Bu yüzden hangisi birinci olur denildiğinde, özne olduğunu düşündüğünüz kelimeyi işaretlemeyiniz, yanılabilirsiniz.
Benim en çok soru kaçırdığım kısım yer değiştirme soruları. Ki bu konu hakkında paylaşacağınız bir şeyler varsa çok sevinirim. Ben yer değiştirme sorularını çözerken ilk cümleye daima başrol veririm. Cümleyi okuyup, giriş cümlesi olup olmayacağı kararını verir ve eğer giriş cümlesi ise I li tüm şıkları elerim. Ve okumaya devam edip kalan şıklar arasında bir tercih yaparım. Eğer giriş cümlesi olmadığını düşünüyorsam, o soru zaten benim için kolay bir sorudur, hızlı bir şekilde çözerim..
mAs105 Nickli Üyeden Alıntı
Genellikle yer değiştirmede yükleme bakman yeterli çünkü birinin yukleminin bittiği yerden diğer cümle başlamış oluyor bu sorularda biten cümlenin yuklemini diğer cümlenin başına koyarak devam ettirirsen işin kolaylaşacaktır
Anlam bütünlüğünü bozan cümle istenildiğinde, ilk cümlede üzerinde durulan konunun altını çizer, diğerleriyle arasında ilişki kurarım. Ne zaman ki kendi kendime ne alakası var ki bununla? dersem cevabı bulmuş oluyorum.
I) Edirne’ye bir darüşşifa kazandırmak amacıyla Sultan II. Bayezid Külliyesi yapılmıştır.
II) Temeli 1484 yılında atılan külliye, 1488 yılında hizmete açılmıştır.
III) Külliye, darüşşifa, tıp medresesi, tabhane, cami, imaret ve köprüden oluşmaktadır.
IV) Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde bu külliye hakkında bilgi vermektedir.
V) Külliyenin hamamı, değirmeni, su deposu, sübyan mektebi; mehterhane, muvakkithane gibi bölümleri de vardır.
Yukarıdaki örnekten yola çıkacak olursak; ilk cümleyi okuduğunuzda Bayezid Külliyesi’nden bahsedileceği sonucuna varıyoruz. Cümleleri okuduğumuzda konunun dışına çıkıldığı vakit, cevabı elde ediyoruz. (Ki dördüncü cümlede Külliye ile ilgili bir bilgi değil de Evliya Çelebi nin yazmış olduğu bir eserin içeriği hakkında bilgi veriliyor.) Bazen cevabımız 1. cümle de olabiliyor. Bunu anlamak için yapacağımız şey ilk üç cümleden hangisinde farklı bir konu üzerinde durulduğunu tespit etmektir.
Paragraf soruları için diyecek pek bir şeyim yok gibi. Ben paragraf cümlelerini çözerken eğer soru ulaşılabilir, çıkarılabilir şeklindeyse kalem kullanmadan hızlıca okuyup, paragrafın bütününü anlamaya çalışıyorum. Fakat soru ulaşılamaz, çıkarılamaz şeklindeyse önemli gördüğüm yerleri yuvarlak içine alıyorum ve şıklardan ilk bakışta bulamadığım cevapları yuvarlaklar içerisinden bulup çıkartıyorum.. (Genellikle geriye hep 2 şık kalır, yuvarlakların içerisinde biri vardır mutlaka..)
Son olarak sözel mantık sorularını çözerken, nasıl çözerseniz çözün ama mutlaka bir şekil çizin. Gruplandırma sorularında tablo, apartman sorularında apartman, sıralama sorularında ise kişi sayısına göre 1-2-3-4-5.. şeklinde bir sıralama ile çözünüz. Bu size çok şey kazandıracaktır.
Ve son sözlerim: Yavaş okumak, anlayarak okumak değildir. Bunu aklınızdan çıkarınız. Siz bir paragrafı yavaş okuduğunuzda dikkatinizin dağılma ihtimali yüksektir. Çünkü beyniniz çok hızlı çalışmaktadır. Bir kerede 10 birim mal üretebilen bir makine ile 5 birim mal üretmeye kalkarsanız ne olur? Zarar edersiniz.. Beyin de böyledir. Hızlı okuduğunuzda, tüm dikkatiniz paragraf üzerinde olacağından, paragrafı anlamanız daha kolay olacaktır. Ancak gözünüzün takip hızına dikkat edin, kelimeleri kaçırmadan okuyunuz.
(alıntıdır)
http://www.dgsli.org/sozel-bolumde-sikinti-yasayanlara/
|
|
|
DGS İtiraf Sayfamızdan Başarı Öyküleri-10 |
Yazar: DgsliOrg - 05-02-2015, Saat: 17:12 - Forum: DGS Başarı Öyküleri
- Yorum Yok
|
|
Büşra Hanımın hikayesi
“Herkes basari hikayesinden bahsediyor ve sayisalcilarin ne kadar zorlandıgindan da. . bende sakarya üniversitesi inşaat bölümünden mezun oldum.2yil ara verdim özel sektörün ne kadar zor olduğunu görünce dgs nin kolay olduğuna inandim.3 ay sıkı bir şekilde calistim özellikle cikmis sorulara agirlik verdim. Okuldan 50 puan gelmesine rağmen Türkiye de 800.oldum .kocaeli mimarlık bölümüne yerleştim. Gerçekten bi kaç ayinizi ayirip bi mühendislik bölümüne yerleşmenin mümkün.. Olduğununda goreceksiniz
Bahane aramayin zaman ayirin..”
|
|
|
DGS İtiraf Sayfamızdan Başarı Öyküleri-9 |
Yazar: DgsliOrg - 05-02-2015, Saat: 17:12 - Forum: DGS Başarı Öyküleri
- Yorumlar (2)
|
|
“BEN TURGAY YÜKSEL
Afyon kocatepe bolvadin-myo makine bölümünü 3,49 ile bitirdim lakin hayatımızda yakınlarımız tarafından çok küçümsendik maddi-manevi olarak bunun gerçekten agırlıgını çok çektik lakin ”ALLAH BÜYÜK” dedik hep baktık yolumuza.Okuma düşüncem pek yoktu aslında büyük futbolcu olma yolunda çok saglam giderken çogu kişinin başına gelen sakatlık dolayısıyla futbolu bırakmak zorunda kaldım myo’ya ilk başladıgımda bu dgs işlerine temelim zayıftı ilk sene 2011′de girdim 10000 küsür sıralama yaptım lakin makine mühendisligi için yeterli degildi sonraki sene kocaeli izmit kavram dersanesine gittim hocalarımda iyiydi bende çalıştım 2012′de 157. olarak son güne kadar Boğaziçi’ye gitmeyi planlarken tercihlerin bitmesine 15 dakika kala ODTÜ’yü seçtik nasip buymuş çalışın hayallerinizi kovalayın lakin hep b planınız olsun benim yoktu bu sınav bi anda YÜCE RABBİMİZİN bi hediyesi olarak çıktı karşıma son olarakta kendi şahsi fikrim NAMAZ faktörü vakit namazlarından sonra edilen dualar boş çevrilmiyo hakkınızda hayırlısı diyorum iyi çalışmalar”
|
|
|
|